Ambalaj, tüketimle ve satın alma gücüyle birebir giden bir üründür.Gelişmiş ülkelerde ambalaj tüketimi gelişmekte olan ülkelerdeki tüketimin çok üstündedir. Dünya ambalaj sanayicindeki 800 milyar ABD Dolarlık yıllık ciro içinde Kâğıt %36’lık oran ile ilk sırayı almaktadır. Plastik % 34 ile ikinci, metal % 20 ile üçüncü, cam ve diğer ürünler ise % 10 ile dördüncü sırada yer almaktadır. Türkiye’deki ambalaj pazarının yıllık cirosu ise 1,5 milyar ABD Doları’dır. İlk sırada yer alan Kâğıt esaslı ambalajların toplam ciro içindeki payı % 37’dir. Metal ambalajlar % 22 ile ikinci, plastik ambalajlar % 20 ile üçüncü sıradadır. Cam ambalajların payı % 8, diğer ambalajların payı ise % 13’dür. Kâğıt esaslı ambalajlar içinde oluklu mukavvanın payı % 71’dir. Türkiye’de oluklu mukavva sektörü son dokuz yılda ortalama % 13 büyüyerek satışlarını ikiye katlamıştır. Türkiye’de oluklu ambalaj, tasıma ambalajları sıralamasında 1. sırada, tüketici ambalajları sıralamasında da 2. sırada bulunmaktadır. 1990 yılına kadar oluklu mukavva sektöründe yerli sermaye % 100 iken, sektördeki hızlı gelişmeye paralel olarak yabancı sermayenin sektördeki payı 1995’de % 5, 2000 yılında % 33’e yükselmiştir. Yabancı sermayenin artması, yerli yatırımcıların yurtdışı pazarlarda rekabet gücü kazanmak için yabancı ortaklar yoluyla dışa açılması olacakta ifade edilebilir.
Türkiye’deki ihraç ürünlerin % 80’ni, oluklu mukavva ambalajı ile ihraç edilmektedir. 1999 sonu üretim rakamıyla Türkiye oluklu mukavva sektörü, Avrupa ülkeleri arasında altıncılığa yükselmiştir. Buna karsın kişi basına tüketim oldukça gerilerde seyretmektedir. Avrupa’da kişi basına tüketim 35kg iken Türkiye’de tüketim kişi basına 10 kg seviyesindedir. Sektör kendisi için yeni alanlar yaratarak büyümüştür. Hammadde fiyatlarındaki artışlar, ekonomik sıkıntılar ve isletme sermayesi konusunda yaşanan problemler, son yıllarda sektörde faaliyet gösteren firmaları zora sokmaktadır. Bu nedenle faaliyetini sona erdiren yada üretimini azaltan firma sayısı artmıştır.
Avrupa ile ekonomik entegrasyon, çevre duyarlılığının dünya çapında yaygınlaşması, tasarım, kriter ve teknolojideki gelişmeler, bilgi çağının getirdiği yenilikler artan nüfus, gelişen perakende zinciri, yabancı firmaların artan yatırımları ve beraberinde getirdikleri bilinç, kentsel yasama geçisin yarattığı tüketici alışkanlıkları ve eğilimleri Türkiye’deki oluklu mukavva sektörünün gelişmesi için olumlu gelişmelerdir. Bunun yanı sıra, dağınık Pazar yapısı, haksız rekabet, kapasite kullanım oranının düşüklüğü , kriz ve ayakta kalma savasının rekabete verimsiz yansıması ve belirsizlik sektörün zayıf noktaları olup çözümlenmeyi bekleyen sorunlardır.
Türkiye Selüloz ve Kâğıt Fabrikaları A.S. (SEKA) 1954 yılında İzmit tesislerinde ilk Oluklu Mukavva Fabrikasını isletmeye açmak suretiyle, Türkiye oluklu mukavva sanayisi’nin kurucusu olmuştur. Özel sektör, 1960 yılından sonra oluklu mukavva yatırımına ilgi duymaya başlamıştır. Türkiye Oluklu Mukavva Sanayisi’nin en hızlı gelişme dönemi, 1975-1995 yıllarıdır. Büyük kuruluşlar, 1981 yılından başlayarak ileri teknolojiye dayalı, yüksek kapasiteli yatırımlara yönelmiş, bazıları da ikinci ve üçüncü oluklu hatlarını isletmeye almıştır. Türkiye Oluklu Mukavva Sanayisi’nde yaralan tek devlet kurulusu olan SEKA, 1993 yılında oluklu ve kutu fabrikasını satarak bu alandan çekilmiştir. Son yıllarda ortalama yüzde elli kapasite kullanım oranı ile çalışan sektör, ekonomik krizle birlikte daha da daralan iç talebi ihracatla ikame etmeye yönelmiştir. Ambalaj sanayinde faaliyet gösteren firmaların ortak sorunu, kapasite fazlalılığıdır. Sanayide ortalama olarak kurulu kapasitenin yüzde 50’lik bölümünün üretime geçirilebildiği ifade edilirken, atıl kapasitenin, daha büyük boyutlara erişmemesi için yeni yatırımlar yapılmaması gerekmektedir. Oysa, sektöre yeni firma girişleri de sürmektedir.
Sektördeki atıl kapasite sorunu için önerilen ortak çözüm yolu, benzer ürünlerde faaliyet gösteren firmaların birleşmesidir. Ancak, yıllardır dile getirilen bu öneri, firmalar tarafından pek benimsenmemektedir.
Firmaların, üretimde verim artısını gerçekleştirmeleri için pazarlama stratejilerini değiştirmeleri gerekmektedir. İhracat imkanlarını araştırmak için ciddi pazar araştırmaları zorunludur. Aksi taktirde fazla kapasiteyi yaratan makineleri, brokerlar vasıtasıyla elden çıkarmaları gerekmektedir. Perakendeciliğin gelişimine bağlı olarak yeni bir pazar payı kazanmak için bir diğer umut kaynağı olarak GAP gösterilmektedir. Hemen tüm sektör yetkilileri, GAP yatırımlarının tam anlamıyla isletilmeye başlaması halinde sektörün üretim hacminin tam kapasite kullanıldığını ileri sürmektedir. Böylece sektörün henüz kullanamadığı kapasitesinin büyük bir kısmının da, isletmeye gelmesi beklenen GAP yatırımları sonucu doğacak talebe yeterli olacağı düşünülmektedir. Bu nedenle, firmaların, bölgeye yeni yatırım yapmaktan ziyade, varolan yatırımlarını GAP’a taşıyarak değerlendirmeleri önerilmektedir.
(Kaynak : Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. - Sektörel Araştırmalar
Oluklu Mukavva Ambalaj Ürünleri - Hazırlayan:M. Oğuzhan Önen)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder